Zum Inhalt springen

Hocaefendi’nin Kitapla İmtihanı

Bir insanın neyle imtihan olduğu, bazen neye sarıldığıyla anlaşılır. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin hayatında kitap, sadece bir okuma aracı değil; bir ömürlük yoldaş, bir ruh terbiyesi ve sabır maratonunun kaynağı olmuştur. O, kitapla büyümüş, kitapla beslenmiş, kitapla ayakta kalmıştır.

Henüz gençlik yıllarında medreselerde başlayan okuma disiplini, zamanla hayatının en temel direklerinden biri hâline gelmiştir. Yalnızlıklarında kitaplara sığınmış, en zor zamanlarında kalemini ve defterini bırakmamıştır. Okudukça derinleşmiş, yazdıkça arınmış ve anlattıkça yol göstermiştir. Okuma onun için hem iç yolculuk hem de bir hizmet niyeti olmuştur.

Yıllar boyunca binlerce kitap okuduğu, her birinden aldığı notları defterlere işlediği, satır aralarına düşülen satırlarla düşünce inşa ettiği bilinir. Bazen bir kitabı defalarca okuduğu, her okuyuşta yeni anlamlar keşfettiği söylenir. Çünkü onun için okumak, sadece bilgi edinmek değil; bir metni anlamaya çalışırken kendi nefsini, zamanını ve duygularını da terbiye etmekti.

Kütüphanesi, yalnızca kitap dolu raflardan ibaret değildir. Orası bir bakıma iç muhasebenin yapıldığı, fikirlerin yoğrulduğu, sabrın sınandığı bir mekândır. Her kitapla yeniden dirilmiş, her notla biraz daha olgunlaşmıştır. Kitap onun için eğiticidir, yol göstericidir, sırdaştır.

Okuduklarını sadece zihninde taşımamış, yazdığı yüzlerce metinle başkalarının kalbine de ulaştırmıştır. Hizmet düşüncesinin temel taşlarından biri, onun bu okuma ve yazma azmidir. İnsanlara sadece neyi okumaları gerektiğini değil, nasıl okumaları gerektiğini de öğretmiştir. Derinlemesine, sabırla ve ahlâkla…

Bugünün gençleri için bu örneklik, sadece çok kitap okumak anlamına gelmez. Asıl mesele, okuduklarını sindirmek, hayata taşımak ve kitapla karakter inşa edebilmektir.